23 Ekim 2014 Perşembe

The 100 / Kass Morgan - Yorum

Onlar Yalancı, Onlar Hırsız, Onlar Asi, Onlar Kahraman Onlar İnsanlığın Kaderini Belirleyecek 100 Genç...
Yaşanan nükleer felaket dünyanın sonunu getirmiş, bu büyük felaketten sağ kurtulan insanlar 300 yıl boyunca Dünyanın yörüngesindeki bir uzay gemisinde varlıklarını sürdürmüştür. Tükenmeye yüz tutan kaynaklarla koloniyi ayakta tutmaya çalışan yöneticiler, nüfusu kontrol altında tutmak için en sert tedbirleri almakta, hafif suçlar için bile idam cezası uygulanmaktadır. Öyle ki çocuk suçlular on sekiz yaşına geldiklerinde idam edilmektedir. Ama ölümlerini bekleyen bu gençlerin artık çok önemli bir görevi vardır. Gözden çıkarılmış genç suçlulardan oluşan 100 kişilik bir ekip, geçen zaman içinde yerleşime hazır hale gelip gelmediğini test etmek için Dünyaya gönderilecektir. Koloninin geleceği, onların elindedir. 

100 ekibi farklılıklarını, geçmiş hesaplaşmalarını bir kenara bırakıp birleşmeli ve bilinmezlerle dolu Dünyada hayatta kalmaya çalışmalıdır. Ama ihanetler, sırlar, henüz bitmemiş ve yeni başlayan aşklar gün yüzüne çıktıkça bir arada kalmaları gittikçe zorlaşacaktır.
(Tanıtım Bülteninden)



Sayfa Sayısı: 300

Baskı Yılı: 2014
Yayınevi: GO!

Seri Adı: The Hundred
Seri Sırası: 1/3
Goodreads Puanı: 3.47/5

_____________________________________________



Uzun süredir çıkması beklenen ve yurt dışında da oldukça popüler olan The 100'ın incelemesiyle karşınızdayım.Kitap nükleer felaketlerin harap etmiş olduğu bir Dünya'nın 300 yıl sonrasındaki zaman diliminde geçiyor.Bazı şanslı insanlar bu felaketten kaçıp,300 yıl boyunca hayatlarını bir uzay gemisinde sürdürmüşler.Uzay gemisinde her yerde olduğu gibi sınıf farkları var.Zengin ve elit kesimdeki insanlar gönüllerince yaşayıp,kolayca yiyecek-içecek elde edebilirken ne yazık ki geminin diğer kısmındaki insanlar bu kadar şanslı değiller.

Gemide sınırlı kaynak olduğundan gemi çok katı kurallarla yönetiliyor.İnsanların birden fazla çocuk yapma lüksü yok,hatta bazen çocuk yapmalarına izin bile verilmiyor.Özellikle son zamanlarda geminin fakir kesiminden birçok kişiyi tutukluyorlar.18 yaşından büyük olanlar genelde doğru düzgün yargılanmadan idam ediliyor,küçük olanlar ise hapishanede yaşlarını doldurmalarını bekliyor.Yaşları dolduktan sonra da tekrar yargılanıyorlar,ama kimse o yargılanmalardan suçsuz ilan edilerek çıkmıyor.Yani eğer tutuklanırlarsa sonu her türlü ölüme çıkıyor.

Bir gün hapisteki bu suçluların bir kısmını Dünya'ya göndermeye karar veriyorlar.Dünya'daki radyasyon oranını bilmedikleri için zaten gözden çıkarılacak olan kişileri oraya göndermeyi mantıklı olarak bulup hapisteki suçlulardan 100 kişi seçip Dünya'ya göndermeye karar veriyorlar.Clarke,Glass,Bellamy -her ne kadar aslında farklı bir hikayesi olsa da o da 100'den birisi sonuçta- ve Wells bu kişilerden sadece bazıları.Her ne kadar bu onlara göre çok acımasız bir yol olsa da kurtulmak için tek şansları Dünya'ya gitmek.

Kitap Glass,Clarke,Bellamy ve Wells'in bakış açılarından anlatılıyor.Glass,Clarke ve Wells geminin elit kesiminden,Bellamy ise fakir kesiminden.Farklı bir kesimi anlatan sadece Bellamy olsa da bu bize kitaptaki kast sistemi hakkında az çok bilgi veriyor.Benim düşünceme göre kitaptaki bu kast sistemi çok fazla ele alınmamıştı,bu nedenle okurken genellikle Phoenix'teki yani elit kesimdeki yaşamı gördük.Bu diğer kesimi tanıyamamamızı sağladığından bence kitaptaki  olumsuz 
bir yöndü.

Dili akıcıydı,konusu bana Evrenin Ötesi'ni hatırlattı.Gerçi Evrenin Ötesi sadece uzay gemisinde geçiyor ama konuların temelleri aynı sonuçta.İkisini karşılaştıracak olursam kesinlikle Evrenin Ötesi daha iyiydi.Mesela iki kitapta da uzay gemisinin o boğuculuğu yansıtılmaya çalışılmış ama Evrenin Ötesi'nin bunu daha iyi başardığını düşünüyorum.


Karakterler birçok YA kitabındaki gibi çok kararsız ve sürekli mızmızlanan tipler değillerdi.Bu açıdan kitabı sevdim.Favori karakterim Glass oldu,göğüs gerdiği güçlükler ve bunu sadece tek başına yapması müthişti.Çok güçlü bir karakter olduğunu düşünüyorum.Onun dışında Clarke ve Bellamy'yi de sevdim.Wells de her ne kadar bazı kötü şeyler yapmış olursa olsun dünyaya gelmesinin nedeni çok etkileyiciydi.



Kitabın dizisinin olduğunu biliyordum fakat okumadan izlemek istemedim açıkçası.Kısa sürede bir göz atmak istiyorum.Fakat duyduğum kadarıyla Glass dizide yokmuş.Sen git ana karakterlerden birini diziden çıkar,bu nasıl saçmalıktır böylee!!!Ayrıca sanırım Thalia da yokmuş.Ne güzel iş başarmışlar öyle.IMDB sayfasını inceledim biraz,Clarke düşündüğüm tipe çok az da olsa uyuyor ama Wells,aaah ben onu hiç öyle hayal etmemiştiim!!Gördüğüm kadarıyla hayal ettiğim karakterlere en uygun kişi Octavia. 


Kitap kapağının tasarımı hakkında söyleyebileceğim tek şey;muhteşeem olduğu!!Umarım GO! Kitap her kitabını böyle mıknatıslı çıkarır,çok şeker duruyor yahuu.Sayfa kalitesi de iyiydi,biraz kalındı ama en azından kıvrışma tehlikesi azdı.Sadece yazı puntosunun çok büyük olduğunu düşünüyorum.Bu daha yayınevinin ilk kitabı,o kadar kusur kadı kızında da bulunur canııım :D

Bilim kurgu sevenlerin okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum.Ufak birkaç kusuru olsa da okunmaya değecek bir kitap.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder